Süleyman Hilmi Tunahan


Süleyman Hilmi Tunahan (1888, Silistre - 16 Eylül 1959; Üsküdar, İstanbul), din adamı, âlîm.




Şahsiyeti

   Osmanlı Devleti egemenliği döneminde Silistre olarak bilinen, bugünkü adıyla Bulgaristan'ın Silistre şehrinin bir köyü olan Ferhatlar'da doğdu. Nakşibendiye Silsile-i saadat büyüklerinden olup otuzüçüncü ve son halkası olarak sevenleri tarafından kabul edilir. İstanbul'da Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olarak Selatin camileri adıyla bilinen, aralarında Sirkeci'de bulunan Yeni Camii, Fatih semtine bağlı olan Şehzade Camii gibi dini mekanlarda görev yaptı. Vefatından önce Sultan Ahmet Camii'nde görevliydi.

Hayâtı 

  Süleyman Hilmi Tunahan, 1924 ile 1959 arası Kur'an-ı Kerîm okutmak için İstanbul'da Osmanlı sisteminde Medrese adı verilen özel okulunda kendi geliştirdiği eğitim sistemi ile çok sayıda öğrenci okuttu. Bu medreseler mevcut Cumhuriyet dönemi yasalarına aykırı olduğu için eğitim faaliyetleri gizlilik içinde yürütüldü. Süleyman Hilmi Tunahan, Süleymancılık akımını kesin bir dille reddetmiştir. Süleyman Efendi, 1959 yılında devletin bir memuru olarak vefatından sonra da uzun bir dönem bu eğitim faaliyetleri gizli kalmıştır.

Tunahan, 1924 yılında Tevhidi Tedrisat Kanununun çıkması üzerine merkezi İstanbul'da bulunan MÜDERRİSİİN CEMİYETİ'ne mensup 500 civarında din adamını acilen toplantıya çağırdı.Kendisi o tarihte bu cemiyetin idare heyeti azası ve Katib-i Umumisi ( Genel Sekreter) idi.Tunahan burada yaptığı tarihi konuşmasında,dinin devamının kendi ellerinde olduğunu, her birinin 2 öğrenci yetiştirmesi halinde 2 nesil daha dinin unutulmayacağını anlattı.[1]. Aynı toplantı sonunda resmi makamlara gönderdiği bir telgrafta "Biz aşağıda isim ve imzaları bulunan dersiamlar hiçbir ücret talep etmeden Müslüman çocuklarından arzu edenlere din dersi vermeye hazırız" diyerek izin istedi, ancak resmi makamların "Memlekette Tevhid-i Tedrisat Kanunu yürürlüktedir. Hilafına hareket şiddetle ceza-i müstelzimdir" cevabı üzerine kendisi ve birkaç dersiam dışında din adamlarının tamamı geri adım attılar.[2]. Okutmaya talebe bulamayıp kendi kızlarını okutarak başlamış, daha sonra birer ikişer talebeleri artmıştır. Kur'an-ı Kerîm dersleri gizlilik içinde, izbe ve soğuk mekânlarda şehir içi taksi yolculuklarında, tren kompartımanlarında yürütülmüştür. İç ve dış siyaset ile yakından ilgilenen Tunahan 2.Dünya Savaşında Almanya'yı destekledi.Hitler ordularındaki müslüman birliklerin kumandanlarından Özbek asıllı Nureddin Namangani savaş sonrası Türkiye'ye gelmiş ve Tunahan'ın talebeleri arasına katılmıştı.(Kaynak mustafa özdamar...hadimül kuran üstaz süleyman hilmi tunahan isimli kitap..sahife 52)Daha 30 yaşındayken profesör unvanı alan Süleyman Hilmi Tunahan, aynı zamanda hukuk fakültesini yüksek dereceyle bitirmiştir.Daha sonra ORDİNARYUS luk unvanı almıştır. Çok sayıda Kur’an kursu hocası, vaiz ve müftü yetiştirmiştir. Tunahan’ın en önemli eseri Kur'an-ı Kerîm okumayı kısa zamanda öğreten “Elif Cüzü”dür. Kendisi kitap yazmaktan çok kitapları yaşayacak ayaklı kitap yetiştirmeyi uygun görmüştür. 1970 yılında dönemin hükümeti tarafından öğrencilerinin oluşturduğu grupların çalışmaları serbest bırakılarak okulları resmen tanındı.

Popüler Yayınlar